30 Kasım 2010 Salı

Yemek Pişiriyorum :D

Çok hamarat bir erkeğimdir. Evleneceğimiz kız yaşadı valla :) Tabi mamam verirse hihhihiii hiii :)

Ben az evvel yemek pişiriyordum. Nerede yemek? Kim yedi bu yemeği?





Errrrrkeeek Bakımııı!!!

Bunlar da eski fotolarımdan. Hatta ilk saçımı kestirdiğim fotolarım :) Errrkeeek dediğin bakımlı olur! Nasıl yakışmış mı yeni saç modelim :)







Son Yaz Tatilinden Kareler :)

Ağustos sonunda gittiğimiz tatilimizin fotolarını ekleyememiştik. Mamamın laptop'ının hafızası dolduğu için birçok fotoyu ekleyememişti. Şimdi yer açtık. Artık yavaş yavaş ekliyoruz.














29 Kasım 2010 Pazartesi

Tuvalet Alışkanlığı

Tuvalet Alışkanlığına çok daha ciddi bir şekilde dün başladık. 2 yaş öncesinde 2-3 kere tuvalete çiş-kaka yapmıştım ancak süreklilik kazanmamıştı. Şimdi bizimkiler gayet ciddiyetle bana tuvalet alışkanlığı kazandırmaya çalışıyorlar. Tuvaletimi yaptıktan sonra bye bye çiş, bye bye kaka deyip el sallıyorum. Sonra da sifonu çekip bakıyorum, gidip gitmediğine. Önce alıştırma kilodu giydim. Mamam bana alıştıma kilodu ve bezin farkını anlattı ancak ben anlamamazlığa geldim. Üzerime sürekli çiş yaptım. Sonra da anne bu ıslandı deyip pijamamı tutarak gezdim. Bu yöntem işe yaramayınca altımı tamamen açtılar. Tuttum, tuttum artık patlayana kadar sonrasında da dayanamadım. "Anneee beni tuvaletee götüyebiliiy misiiin?" Hemen tuvalete yetiştik. 2 kere çiş 1 kere kakamı yaptım. Öğlen evin içinde güneş olduğu için bayağı sıcaktı ve altımı tamamen açtılar. Ancak güneş gidince üşürüm endişesiyle bir çözüm bulmaya çalıştlar. Kilotlu yün çorabının ön ve arka kısmını kestiler bu şekilde çorapla dolaştım. Önüm ve arkam açık olunca çıplak olduğumun, bezim olmadığının farkına varmam daha rahat oldu. Akşam üzeri de çişimi tuvalete yaptım bir de yatmadan önce yaptım. Sooora da derin uyku :D Bu sabah da Melahat teyzemin refakatiyle 2 kere çiş yapmışım. Evde bir bayram havası! Nedir çözemedim :p Bu işi halledeceğiz inşallah! Ben abi oldum artıık! İşin aksi tarafı kışa gelmiş olması.


25 Kasım 2010 Perşembe

Ressam Arda Ünal :)

Ressamlığa ilk adımlarımı attığım şu günlerde güzide eserlerimi siz sevenlerimle buluşturmak beni onurlandırmaktadır :D

Boya kalemleri ve parmak boyalarıyla hazırladığım eserlerim siz sevenlerimin huzurundadır :)
(Parmak boyalarıyla biraz üzerimi ve ortalığı batırsam da çok zevk aldım bu boya işinden)



2. Yaşgünüm - Faz3

Son faz olarak da yayam ve dedemle birlikte kutladım. (Belma teyzemin kolu kırıldığı için bu sene de tarihleri tutturamadık. 3 farklı doğum günü yapmak durumunda kaldık :) Olsun ben gayet memnunum hiiihihiiihihi :D)










22 Kasım 2010 Pazartesi

Geveze Muhabbet Kuşu :D

Bayram'da Antakya'ya gittik. Orada ilgiden mi sevgiden mi bilmiyorum ama (!) oldukça geveze oldum. Büyükler gibi oturup sohbetler ettim, herkesi şaşırttım, espriler yapıp kendimi sevdirdim. Gevezliklerimden örnekler :)
Uçağa bindik. Baktım herkes kemerini bağlıyor. (Artık 2 yaş olduk bana da bir koltuk rezerve etmişler artık). Dönüp babama;
- Baba benim de kemerimi bağla, sonra uçaktan düşerim.

Arsuz'da kelimenin tam anlamıyla özgürlüğün tadını çıkardım. Boş sokaklarda koşuşturdum. Kumlarda debelendim. Çimenlerde hem oturdum hem oynadım. Çıplak ayak kumlarda, sokaklarda dolaştım (Çok sıcaktı). Büyüklerimin elini tutmadan dolaştım durdum. Mamam da elimi tutmak isteyince sokakta bas bas bağırdım;
- Ben kendim yürüycem. Anne sen kumsala git sana bay bay yapacağım (kendim sola annemi de sağa gönderiyorum ki arkamdan gelmesin :))

Dedeme gidip;
- Dede sen dede misin?

Ayakkabılarımı alıp kapıya gidiyorum.
- Ben eve gidicem.

Dedemin arabasındayken, birkaçımızın Ömer Dayının arabasına gideceğini anladım. Kapı açılır açılmaz.
- Geliyooyuuuummm. Geliyooyuuuummm.

Havaalanına gelince;
-Uçak beklee, ben geliyoyuuum.

- Anne bu poşeti açar mısın içinde oyuncak olabiliy.

Mamam: Arda ben seni neden çok seviyorum?
Arda: Sevmek için seviyorsun.
Mamam: Arda sen beni neden çok seviyorum?
Arda: Kampanya için seviyorum.

Mamam: Arda su içer misin?
Arda: Yeterli yeterli canım.

Arsuz’da inince arabadan daha inmeden inlemeye başladım.
- Babacım noooluuyssun beni denize götür, noooluyssuun.
- Anne bana mayol veyebiliy misin? (Marul istiyorum)

Mamam: Arda kapıyı kapatayım mı?
Arda: Kapatabiliysin.
Arda: Anne neden kapıyı kapatıyoysuuun (Annem kapıyı kapatırken inlemeli ses tonuyla)
- Baba seni bi daha parka götürmücem.
- Anne sen gelme, orada otur. biz babayla ekmek almaya gidicez.
- Anne sen gelme mustakta bulaşıkları yıka, yemek yap.

Gözlerimi kısıp gülümsüyorum, ne yapıyorsun diyenlere;
- Şirinlik yapıyorum diyorum.

- Anne/Baba bana ne getiyydiin? (Akşam eve geldiklerinde mutlaka poşetleri karıştırıp bu soruları soruyorum :))
Telefonda dayıma;
- Gel ayytıık, gel.

Onur amcama;
- Onuy amca sana çay pişiydiim.

Dedeme;
- Dede sen sigara içmiyosun. O kaka, onu kötü amcalar içer. (Ayıptır söylemesi çevreye, insan hayatına duyarlı bir gencim!)

Sorular, Sorular!!!
- Anne bunun içinde ne var?
- Anne neden bunu giydin?
- Anne baby tiyi nedeeeen kapattın?

9 Kasım 2010 Salı

Bebek Tiyatrosu...

İlk bebek tiyatromu pembekurbağa sahnesinde izledim. Üç Kuzucuk. Büyük bir dikkat ve ciddiyetle seyrettim. Müzikli, interaktif çok eğlenceli bir oyundu. Benim yaşıtım, küçüğüm, büyüğüm bir sürü arkadaş da vardı. Ufacık oda ağzına kadar doluydu. Tiyatro bitince verdikleri mesaj olan "yabancılara kapıyı açmamak, kapı çalındığında Kim o, kim o, kimsin, kimsin seeeen" sorusunun sorulmasını iyice öğrenmişim ki, tiyarodan çıkar çıkmaz "kimsin, kimsin, kimsin" demeye başladım. Mamam da bana konuyu tekrarladı. "bakıcı teyzemiz olmadan yabancılara kapıyı açmayacağız.".

2 Yaş Doktor Kontrolüm...

Yeni bir çocuk doktoru öğrendik. Ancak çok yoğun olduğu için 5-6 hafta sonraya nihayet randevu alabildik. Çok hareketli, çok sevecen ve işini gerçekten çok iyi yapan bir doktor (2. gidişimiz). Dr. Alev Kutlu Hanım. İlk gidişimizde beslenme konusunda tavsiyeler almıştık. Beni tanıyanlar bilir. Peynir, süt ve yoğurtla hiiiiç arası olmayan bir fıstığım ben! Peyniri tost olarak yiyorum. Sütü de çukulu süt olarak içiyorum. (nesquick'le yanii..) Yoğurda gelinceee, onu hiç sormayın. Kelimenin tam anlamıyla nefret ediyorum :( Bizimkiler zorlama tekniğini çoktaan bıraktıkları için ben de yoğurt aylardır ağzıma sürmüyorum. Onlara göre maalesef, bana göre harika!

Doktorumuz müneccim gibi. Biz daha hiç birşey anlatmadan, neler yaşadığımızı, neler yaşayacağımızı bir bir anlattı ve yazdı. Artık sosyalleşiyorum.
İlk aktivitem Bebek tiyatrosu oldu. Midilli seyretmeye gideceğiz. Zaten babacım'la pazara 2 defa gitmiştim. Havalar soğuk olduğu için gitmiyordum ancak Alev Hn. havalar soğuk da olsa kalınca giydirirsiniz çıkarırsınız. Pazara mutlaka gitmeli. Meyveleri sebzeleri tanımalı dedi. Kukla tiyatrosuna, ritim kursuna da götürecekler inşallah beni. My Gym'e gittiğimde trambolin'de bol bol zıplıyorum, bowling de oynuyorum ancak gerçek bir bowling salonuna hiç gitmedim. Antares alışveriş merkezinde de kukla tiyatrosu varmış. Ayrıca Armada Alışveriş merkezinde de her cmt 14:00 de çocuk tiyatrosu var. Ankara'da oturanlara duyrulur.

Bu yaşta çocuklar aşağıdakileri yapabilirlermiş:
- sakız çiğner (ben sakız çiğnemeyi çook seviyorum. ilk seferler yutuyordum ancak artık yutmuyorum :))
- Merdiven iner-çıkar
- Kaşık kullanır, çorba içer.
- Kendi başlarına pirzola yer
- Pipet kullanır
- Koklar, üfler (ağız mızıkası kullanabilirmiş. Ben flüt çalıyorum)
- Fermuar açar-kapatır
- Yeleğini, ayakkabısını, çorabını kendi çıkarır
- Şapka giyer-çıkarır
- Oyuncaklarını toplar
- Meyve soyar (mandalina, muz soyabilir. Dün 2 mandalinayı güzelce soyup dedeme yedirdim J)
Liste uzuyor bu şekilde...

12 dev adamdan sonra basketbola merakım çok fazla. Babam ayaklı basket potası almıştım. Dr. Teyze de eve basket potası, bowling ve doktor seti almamızı önerdi. Hafıza kartları, konuşarak öğreniyorum kitapları, TV yerine doğa CD’leri almamızı da önerdi.

Bu arada, boyum, kilom, sağlığım Allaha şükür gayet iyi.