7 Mayıs 2010 Cuma

Barcelona, Flamenco, Futbol

Ankara'dan, İstanbul'a, arabayla seyahat sonra da Barcelona'ya uçuş... aynı şekilde dönüşü bizi bayağı zorladı. Ben öyle uzun yola alışkın olmadığım için uyku düzenim biraz şaştı. Barcelona çok kozmopolit ancak özerk bir bölge. Nereleri gezip görmedik ki... Metrosu, sokakları, kiliseleri, parkları, müzesi, Picasso'nun eserleri, Eski şehri, İspanyol köyü görülmeye değer. Bir akşam deniz kıyısında oturup deniz mahsüllerinin tadına baktık. Açık hava müzesi şeklindeki hayvanat bahçesi, dev akvaryumu ve Flamenco gecesi beni en çok etkileyenler oldu. Dev akvaryumda heyecandan neredeyse dilim açıldı. Hiç susmayıp balıkların her hareketini anlatmaya başladım. Bir o akvaryuma bir diğerine bakıp durdum. Efektlerim etrafımdakileri de bayağı güldürdü. Balık gidince "gitti", geri gelince "geldi". Köpek balığını görünce "Komoocaaan" (Türkçesi: Kocaman) deyip durdum. Camları elledim. "Sev, sev", "al, gel, ver" , "oooda, şuuuda", "yüzüyoo" dedim ancak balıklar konuşmayı bilmiyor galiba. Akvaryum çarşısından aktivitenin anlam ve ehemmiyetine uygun balık figürlü oyuncaklar almadan akvaryumdan ayrılmadık. Gündüzleri çok uyudum. Mamam, babam bu saatleri çok iyi değerlendirdiler. Teleferiğe bindik, şehrin en yüksek tepesine çıktık, manzara muhteşem!!! Turist otobüsleri ile neredeyse şehri boydan boya dolaştık. Çok yorulduk. Çok eğlendik. 45 dk süren Flamenco’yu hareketsiz, ağzım açık izledim. Dansı ve müziği gerçekten çok seviyorum, adeta büyülendim. Turda Ekin isimli bir kardeşle tanıştım. Çok tatlı. Havaalanından pusetlerimizde çıkarken el eleydik, dakikalarca bu şekilde dolaştık. Ekin benden 10 ay daha büyük. Bana arada sırada bebek muamelesi yapıyordu, saçımı seviyor öpüyordu. Yaaa ben ööle sıkıntıya gelemem ki. Ama Girona, Figueras’a gidene kadar yol boyunca oynadık, uyuduk. Uyanık olduğum zamanlar mamam ve babam için oldukça zor geçebiliyordu. Yollarca kendimi taşıttım, pusete oturmak istemedim. Huysuzluk yaptım kimi zaman, ağladım. Yemek düzenim ilk zamanlarda bayağı şaştı. Bizimkiler tecrübesiz oldukları için uyuduğum zamanlarda bana da yiyecek sipariş etmeyi düşünemiyorlar. Ben uyanınca yiyecek yer arıyorlardı. Kahvaltım, giyinmem, alt temizliğim biraz uzun sürüyordu. Kolay kolay kendimizi dışarı atamıyorduk. Yine de aklımızdaki her yeri gezdik, gördük.




















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder